21 Temmuz 2013 Pazar

Avrupa Sanatında Osmanlı ve Türk Saray Erkanı Kostümleri

17. yüzyıl , Fatih ile başlayan Bayezit , Yavuz , Kanuni ile devam eden yükselme ve büyümenin ; yerini eldekileri muhafazaya ve daha sonraları da müdaafaya bıraktığı bir dönemdir. Osmanlı'da bugün için üzerinde çık fazla durmamız gereken olaylar savaşlar ve fetihler dönemin osmanlı reayası ve uleması için olayı bizzat yaşadıklarından olacak İstanbul'un Fethi'ni bile yabancı kaynaklardan daha ayrıntılı öğrenmekteyiz. Buna benzer bir olaya yazılı kaynaklar kadar resmedilen eserlerde de rastlamaktayız. Resim hususunda dikket edilmesi gereken çok mühim bir nokta vardır . Minyatürler gerçeği büyük ölçüde yansıtmaktadır ve ciddi kaynaklardır . Rönesans Avrupa'da meydana gelen resim alanında değişme bir çok önemli ressamın Osmanlı sosyal hayatını '' Fon olarak '' resimlerinde kullanmaya itmiştir.
          Oryantalizm, çok iyi bilinmediği vakit bir kişi bir seyyah-ressamın tablosuna baktığında bir hamamda nü şekildeki insanları yada bir saray ortasındaki havuzda (hiç bir zaman padişahın yüzmek içi kullanmadığı ) resmedilmiş kadınlar gördüğünde bunu bir fotoğrafmış gibi değerlendirir ve gerçeğin böyle olduğunu sanır. Oryantalizmin inceliklerini Fransız ve İtalyan ressamları zamanın önemli merkezlerinden olan İstanbul'u da ziyaret etmişler ve gördükleri yerleri günümüzdeki gibi önlerine boyalarını ve çizecekleri manzarayı alarak resimlerini yapamazlar. Bunu onlar da bilir ki böyle bir hata yapmanın halk ve idare tarafından iyi karşılanmayacağını ve hatta ajan oldukları suçlamasına maruz kalacaklarını bilirler. Bir çok kimse iyi niyetle yabancı memleketleri resmetmez düşüncesi tüm dünyada hakimdir. Bu sebepten bir hamamı esas alacak olursak, ressamımız mekanın en fazla eskizini çizer ve bir hat yazısı varsa (Oryantalizmde hat ve desenler önemli yer tutar) onun çizimini yapar yahut gördüklerini sadece aklında kalanları ile ülkesine döndüğünde resmetmeye baslar. Eskizlere ise ülkesinde keyfince eklemeler yapar ve dikkat çekici olması için renkli duruş ve durumlar ekler.
        Bizim bakmamız gereken sanatsal yanıdır ; bunu bir belge olarak kullanmak ve yanlış ve yetkin olmayan düşüncelere alet ederek kullanmak yanlıştır. Minyatür meselesine dönecek olursak, Polonya'da bulunan ve saray erkanının bir çok kısmını çok belirgin olmamakla birlikte vazife isimleri ile birlikte tam boy çizimine rastladım. Sizlerle bir kaçını paylaşmak istedim :

Sultan İbrahim (1615-1648)
Kitabın ilk sayfasında Sultan İbrahim (1615-1648). 25 yaşında tahta çıkan Sultan İbrahim 8 yıl kadar devleti yönetmiş Osmanlı padişahıdır.


Kapı Ağası 
Bostancı Başı 

Doğancı Başı

Bostancı Başı, Enderunda padişaha çok yakındır ve öncelikle padişahın güvenliği ve sarak içinde hukuki kararların sonuçları uygulamakla vazifelidir.
Kapı Ağası, Haremde öncelikli olarak padişahın güvenliği ve aldığı kararların iletilmesinden sorumludur ve padişahın çok yakınındadır. 
Doğancı (Toğancı) Başı, padişahın avlarında bulunur. Vazifesi genelde babadan oğula  geçerek devam eder.
Yazı: Enes Ulukaya


0 yorum:

Yorum Gönder